Sivas İli,  Anadolu yarımadasının ortasında, İç Anadolu Bölgesi’nin Yukarı Kızılırmak bölümünde yer alır. Anadolu’daki tarihi İpek Yolu güzergahlarının kesiştiği coğrafyada bulunan kent,  ünlü Kral Yolunun da geçtiği bir konumdadır. Sivas tarihi zenginlikleri, doğal güzellikleri, kaplıcaları ile turistlere ilginç tatil olanakları sunar. 

 

Anadolu’da hüküm sürmüş her medeniyetin izlerini Sivas’ta bulmak mümkündür.  Anadolu Selçukluları’na ve Danişmentler’e başkentlik yapan Sivas, Osmanlı İmparatorluğu’nun en büyük eyalet merkezlerinden biriydi. 

 

Kent merkezinde bulunan Çifte Minareli Medrese, Gök Medrese ve Sultan Üçüncü Murat tarafından yaptırılan Kale Cami, şehrin tarihi hazinelerinin örneği. Divriği Kalesi’nin güneyinde yer alan Ulu Cami ve Darüşşifa binası bitişik yapıda kentin kültür mozaiği içerisinde yerini alır. 

 

Astronomi bilimleri için 1271 yılında inşa ettirilen Buruciye Medresesi devrin pozitif bilimlerinin okutulduğu bir eser. İzzeddin Keykavus tarafından yaptırılan çifte minareli medrese, kent merkezindeki Selçuklu mimarisinin en güzel örneklerinden biri. 

Sedef hastalığına iyi gelen dünyaca ünlü Kangal Balıklı Kaplıcaları’nın yanı sıra,  çok sayıda termal kaynak bulundurduğundan ‘kaplıcalar diyarı’ olarak adlandırılan kent, Jeotermal kaynakları açısından sağlık turizmi için önemli bir noktada bulunuyor.  

 

Kaplıcalardaki suyun kimyasal özelliği nedeniyle kaplıcanın romatizma, sinir sistemi,  solunum yolu, sindirim sistemi, metabolizma bozuklukları, böbrek ve idrar yolları, kan dolaşımı adale ağrıları,  kadın hastalıkları gibi rahatsızlıklara iyi geldiği düşünülüyor. 

 

Anadolu’nun son yıllarda önemli gelişim çizgisi yakalayan kentlerinden biri olan Sivas,  zengin kaplıca potansiyeliyle ülkenin termal turizmine de önemli katkı sağlıyor.