Doğalgaz Dergisi 246 Sayı |Enerji ve Çevre 189. Sayı (Mayıs 2024)

46 DOĞALGAZ VE ENERJİ • Mayıs / 2024 yor. Enerji piyasaları ve politikalarıyla bağlantılı belirsizlik, yatırım belirsizliğinin artmasına yol açarak birçok ülkede yeni kapasitenin konuşlandırılmasını askıya aldı. Anket sonuçları ayrıca, özellikle Güneydoğu Avrupa’da (Yunanistan ve Türkiye) ve biyogaz ve biyokütle gibi yenilenebilir enerji kaynaklarıyla (RES) beslenen CHP sistemlerinde kojenerasyon teknolojilerine yönelik talepte büyüme olduğunu da ortaya koyuyor. Yenilenebilir kaynakların kullanımı artmaya devam ediyor ve şu anda Avrupa Birliği genelinde kojenerasyon tesisleri ve kurulumlarında kullanılan tüm birincil enerjinin %25’inden fazlasını oluşturuyor. Önümüzdeki beş yıla (2028’e kadar) baktığımızda, kojenerasyon uzmanları enerji piyasaları, politika uygulamaları ve finansman fırsatlarıyla bağlantılı belirsizlikler nedeniyle yeni kapasite artışının daha yavaş olmasını bekliyor. Kapasite artışı veya kojenerasyon filosunun yenilenmesi konusunda olumlu görüşe sahip ülkeler arasında Polonya, Çekya, Romanya ve Türkiye yer alıyor. Diğer ülkelerde yenilenebilir kojenerasyon veya belirli endüstriyel segmentler için büyüme alanları belirlenmektedir. Ulusal düzeyde enerji sektörüne yönelik uzun vadeli vizyonlar, kojenerasyonu karbondan arındırma, rekabet edebilirlik ve enerji dayanıklılığı açısından kritik öneme sahip olarak tanımlamaktadır. Gelecekteki eğilimler hem piyasa hem de politika gelişmelerine duyarlıdır. Çoğu Avrupa ülkesi, Ulusal Enerji ve İklim Planları, Hidrojen Planları, Isıtma ve Soğutma Değerlendirmeleri dahil olmak üzere ulusal planlarda kojenerasyonu yüksek düzeyde kabul etmektedir. Ancak destek her zaman sektörün ihtiyaçlarına göre uyarlanmıyor, kojenerasyonun faydalarıyla uyumlu veya kojenerasyon teknolojilerinin benimsenmesini engelleyen mevcut engelleri ortadan kaldırmaya yetmiyor. Kojenerasyon için yeterli bir politika çerçevesinin bulunmaması, yalnızca kojenerasyonun gelecekteki beklentilerini etkilemekle kalmayacak, aynı zamanda bölgesel ısıtma ağları, endüstri ve diğer uygulamalardaki mevcut kojenerasyon kullanıcılarının operasyonlarını da olumsuz etkileyecektir. COGEN Avrupa, en son Anlık Görüntü Araştırmasının sonuçlarına göre, Avrupa ‘net sıfır’ sera gazı emisyonu hedefine doğru ilerledikçe kojenerasyon teknolojilerinin önümüzdeki yıllarda önemli bir rol oynamaya devam edeceğini öngörüyor. COGEN Avrupa Genel Müdürü Hans Korteweg şöyle açıklıyor: “Orta ve uzun vadede, düşük karbonlu ve sıfır karbon bazlı CHP’ye (özellikle biyogaz ve biyometan içeren yenilenebilir enerji kaynaklarına) yönelik büyük bir potansiyel görüyoruz ve bu, AB’nin karbondan arındırma hedefleri açısından yardımcı olacak. Dolayısıyla, bu moleküller (karbondan arındırılmış moleküller) mevcut olduğunda ve mümkün olan en verimli şekilde kullanılabildiğinde CHP önemli bir rol oynamaya devam edecek.” Günümüzde kojenerasyon, Avrupa çapında bölgesel ısıtma ve soğutma (DHC) ağlarında kullanılan ısının %70’ini ve alümina, kimya, yiyecek ve içecek, kağıt hamuru ve kağıt gibi kritik endüstrilerde kullanılan proses ısısının %90’a kadarını sağlamaktadır. Gelecekte kojenerasyon, enerji sistemlerinin değişen ihtiyaçlarına uyum sağlayarak Avrupa endüstrisi, binaları ve şehirleri için önemini koruyacaktır. Kojenerasyonun optimum şekilde devreye alınması, net sıfır emisyona yönelik daha verimli, dayanıklı ve uygun maliyetli bir yol sağlayacaktır. 2050 yılına kadar kojenerasyon, AB’nin termal olarak üretilen enerjisinin %36’sına kadarını ve elektriklendirilemeyen ısının %90’ına kadarını sağlayabilir. n RAPOR EN GÜNCEL HABERLERE HIZLI ULAŞIN www.suvecevre.com

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=