Doğalgaz Dergisi 250. Sayı | Enerji ve Çevre 193. Sayı (Kasım 2024)

52 DOĞALGAZ VE ENERJİ • Kasım / 2024 21. yüzyılın en önemli küresel sorunlarından biri olarak kabul edilen iklim değişikliğine neden olan sera gazı emisyonlarını azaltmak amacıyla alınan önlemler, enerji politikalarında önemli bir dönüşümü beraberinde getirdi. Ana unsurlarını enerji verimliliği, elektrifikasyon ve yenilenebilir enerji kaynaklarının oluşturduğu bu dönüşüm, iklim hedeflerinin yanı sıra gelişen teknoloji ve azalan maliyetler sayesinde enerji arz güvenliği ve enerjiye ekonomik erişim için de kritik öneme sahip. Enerji sistemlerinin sürdürülebilir enerji kaynaklarıyla dönüşümü, tüm dünyada hükümetlerin ve uluslararası kuruluşların öncelikleri arasında yer alıyor. Güçlü yenilenebilir enerji hedefleri, arz ve talebin her zaman dengede olması gerektiği elektrik sistemlerinde esnekliğin de artırılmasını gerektiriyor. Batarya enerji depolama sistemlerinin geniş ölçekte uygulanmasının bu dengeleme sürecine önemli katkılar sağlaması bekleniyor. Batarya enerji depolama teknolojilerinde kullanılan farklı elektrokimyasal malzemelerin hizmet alanlarına göre farklı avantaj ve dezavantajları bulunuyor. Bu doğrultuda batarya enerji depolama sistemleri, planlanan coğrafi alanlar ve kullanım amacı (arbitraj, üretim tesisi dengesizliklerini yönetme, frekans düzenleme vb.) doğrultusundaki ihtiyaçları karşılayacak şekilde planlanmalı ve tasarlanmalı. SHURA’nın 1 Ağustos’ta yayınlanan raporu, Türkiye’de yenilenebilir enerji potansiyelinden azami seviyede yararlanılmasını sağlayacak esneklik opsiyonlarından biri olan bataryalardan etkin olarak faydalanılması için, Türkiye genelinde batarya teknolojilerinin konumsal dağılımını, hangi hizmetlerde kullanılabileceğini ve iletim şebekesine olan etkilerini analiz ediyor. • Türkiye’de yapılan mevzuat düzenlemeleri ile yenilenebilir enerji santrallerine bütünleşik batarya enerji depolama tesisi kurulumları mümkün hale gelmiştir. Bu düzenleme ile net sıfır emisyon hedefine ulaşmak için daha fazla yenilenebilir enerji santrali kapasitesinin hızlı bir şekilde devreye alınması hedeflenmektedir. Bununla birlikte bu düzenlemelerin, depolama tesislerinin kurulum amacına, teknolojisine ve lokasyonuna yönelik olarak, ikincil mevzuatlarla detaylandırılması önerilmektedir. • Üretim tesisine bütünleşik depolama tesisleri yenilenebilir enerji santrallerinin şebeke üzerinde yarattığı dengesizliği yönetmek amacıyla kurulacaksa, dengesizlik cezalarının da şebeke maliyetlerini yansıtacak şekilde belirlenmesi ve yatırımcının depolama tesisini santralin dengesizliğini yönetecek ölçüde ve kapasitede projelendirmesine yönelik iyileştirmelerin yapılması önerilmektedir. Böylelikle yatırımcı üretim tesisi dengesizliğini mevzuatta belirtilen depolama kapasitesi kriterinden (1 MW/1 MWh) daha düşük bir kapasite ile gerçekleştirebilecekse, bu yönde proje geliştirmelerinin önü açılabilecektir. • Üretime bütünleşik depolama tesisi yenilenebilir enerji santralinin baz yük santrali gibi çalışması için kurulacaksa mevzuatın, depolama tesislerinin en az 2 saat ve daha üstü şarj-deşarj kapasiteye sahip olacak şekilde projelendirilmesini destekleyecek şekilde düzenlenmesi faydalı olacaktır. Mevzuattaki iyileştirmelerin yanı sıra bu kapsamda SHURA ENERJİ DÖNÜŞÜM MERKEZİ RAPOR TÜRKIYE IÇIN BATARYA ENERJI DEPOLAMA SEÇENEKLERI

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=